Türkiye’de Genel Af: Hukuki Çerçevede Değerlendirmesi ve Suç Oranlarına Etkisi
GENEL AF HAKKINDA
AV. LÜTFİ BURAK SOYER
5/12/20257 min read


Ülkemizin yıllardır süre gelen terörle mücadele süreci kararlılıkla devam etmektedir. 2024 yılının son çeyreğinde siyasetteki terörü tamamen bitirmek saikiyle yeni bir çözüm önerisi tartışması, ülkenin gündemine “genel af kararının çıkartılması” ihtimalini getirmiştir. Makalede genel affa dair; tanımı, hukuki gerekçeleri ve süreci, geçmişteki uygulamaları ve suç oranlarına etkisi bakımından araştırmalar ve incelemeler yapılmaktadır.
Genel Affın Hukuki Tanımı ve Dayanağı
Genel af, Türk hukuk sisteminde kamu davasını ortadan kaldıran ve kesinleşmiş mahkumiyetlerin tüm sonuçlarıyla hükmün değişmesini sağlayan istisnai önemli bir ceza hukuku müessesedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 65. maddesi, genel affı şu şekilde düzenler:
Genel af halinde;
• Kamu davası düşer.
• Hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.
Açıklamak gerekirse, genel af çıkartıldığında soruşturma aşamasında veya kovuşturma aşamasında devam eden davalar düşer, kesin hükümle mahkûm edilip cezasının infazı devam edenler ise derhâl salıverilir. Genel af, suçun hukuki varlığını ortadan kaldırır. Mahkum, suç işlememiş gibi kabul edilerek infazı sona erer ve adli sicil kaydı silinir. Ancak mahkum TCK’nın 74. Maddesi gereği, genel af halinde ödenen adli para cezasını veya müsadere edilen eşyalarını iade alamaz.
Hukuki Süreç
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre genel af ilan yetkisi TBMM’ye aittir. Genel af, 1982 Anayasası’nın 87. maddesi uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından üye tam sayısının beşte üç çoğunluğuyla (600 kişilik meclis için en az 360 milletvekili oyu) ile çıkarılabilir . Üstelik bu nitelikli çoğunluk, sadece genel af maddesinin oylanmasında değil, teklifin tümü yönünden de ayrı ayrı sağlanmak zorundadır. Bu, genel affın siyasi bir karar olduğunu ve yasama organının yetkisinde bulunduğunu göstermektedir.
Buna karşın Cumhurbaşkanına tanınan af yetkisi sınırlıdır. Anayasa’nın 104. maddesine göre Cumhurbaşkanı, sürekli hastalık, sakatlık ve ileri yaş gibi belirli nedenlerle belli kişiler hakkında ceza hafifletme veya kaldırma yetkisine sahiptir. Cumhurbaşkanı affı daha çok bireysel ve idari nitelik taşımaktadır. Karar Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer.
(En son 29 Mart 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kararlara göre; sürekli hastalık, sakatlık veya kocama halleri nedeniyle 10 hükümlünün kalan cezaları Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile kaldırılmıştır.)
Genel Aftan Kimler Yararlanabilir?
Genel aftan yararlanacak kişiler ve suçlar, af kanununda açıkça belirtilir. Ancak, bazı suçlar Anayasa ve kanunlar gereği af kapsamına alınamaz:
• Anayasa m. 169: Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
• Ağır Suçlar: Genel af kapsamı işlenen suçlara göre belirlenir. Ancak genellikle aşağıdaki suçlar af kapsamı dışında bırakılmıştır:
• Kasten öldürme (TCK 81-83)
• İşkence ve eziyet (TCK 94-96)
• Cinsel saldırı ve taciz (TCK 102-105)
• Uyuşturucu madde imal ve ticareti (TCK 188)
• Terör suçları (3713 sayılı Kanun)
• Devletin güvenliğine karşı suçlar (TCK 326-339)
“Genel af yasalarının kapsamı TBMM tarafından belirlenir ve her af yasasında farklı suçlar kapsam içine alınabilir veya dışarıda bırakılabilir.”
Türkiye’de Genel Af Uygulamaları ve Tarihsel Perspektifi
Türkiye’de Cumhuriyet tarihi boyunca 52 af kanunu çıkarılmış, bunlardan 7’si genel af olarak sınıflandırılmıştır. Tarihte önem arz eden ve akıllarda kalan genel af örnekleri:
· 1922 yılı: İşgal altındaki bölgelerde yargılanan ve cezalarının üçte ikisini tamamlayan mahkumların kalan cezaları affedilmiştir.
1933 yılı: Cumhuriyet’in 10. yılı dolayısıyla çıkarılan af, beş yılı geçmeyen hapis cezalarını kapsamıştır.
1963 yılı: Beş yılı geçmeyen hapis cezaları için af getirildi ancak “devlet aleyhine, ırza yönelik ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar” kapsam dışı tutulmuştur.
1967 yılı: 20-21 Mayıs 1963 darbe girişiminden mahkûm edilenler için af çıkarılmıştır.
Son Genel Af
Türkiye'de en son genel af, “15 Mayıs 1974” tarihinde çıkarılmıştır. Bu af, Kıbrıs Barış Harekâtı öncesinde ilan edilmiş, 19 Mayıs’ta cezaevlerinden tahliyeler başlamıştır.
Ülkede tanınır olan isimlerden aktör Yılmaz Güney de genel aftan yararlanarak serbest kaldı. "Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar Hakkında Kanun" gereği yargılanan Kadir Mısıroğlu'nun davası bu afla düştü. Terörist elebaşı Fethullah Gülen'in yargılaması da bu af ile birlikte sona erdi.
Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi Davası'nda 60 sanığın davası düştü, Dev-Genç Davası'nda 16 sanık serbest bırakıldı. Cinayet suçundan mahkûm olan Ülkücü Ali Güngör'ün dava dosyası da bu afla kapandı.
•Cezaevi Nüfusu: Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre af öncesi 61 bin olan tutuklu ve hükümlü sayısı, af sonrası 24 bine kadar düşmüştür.
•Suç Artışı: İzmir’de, af sonrası hırsızlık ve benzeri suçlarda 3-5 kat artış rapor edilmiştir. Yetkililer yapılan açıklamada, son 10 gün içinde 200’e yakın vatandaşın hırsızlık vb. suçlarından karakollara başvurduğunu belirtmiştir.
•Tekrar Suç İşleme Eğilimi: Aftan yararlanan birçok mahkûmun tekrar suç işleyerek cezaevine döndüğü gözlemlenmiştir.
Genel af dışındaki diğer tarihsel aflar:
· 2000 yılı : Kamuoyunda "Rahşan Affı" olarak bilinen 4616 sayılı Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası, teknik olarak TCK m.65 anlamında bir genel af olmayıp, şartlı salıverme düzenlemesidir. Bu düzenleme ile 23 binden fazla kişi tahliye edilmiştir. Söz konusu af, devlete karşı işlenen suçlar dışındaki suçlara erteleme veya şartlı salıverme getirmiştir.
· 2020 yılı: COVID-19 pandemisi nedeniyle 7242 sayılı Kanun ile açık ceza infaz kurumlarındaki hükümlülere (terör suçları hariç) pandemi ve cezaevlerindeki yoğunluk sebebiyle izin verilmiştir. Söz konusu af ile toplamda 110 bin kişi tahliye edilmiştir. Ancak bu da bir genel af değil, infaz düzenlemesidir.
Genel ve Özel Af Sonrası Suç Oranlarındaki Değişiklikler ve Toplumun Görüş Anketleri
Kamu yararına uygunluğu anlaşıldığında uygulanan bu mekanizma, hem toplumsal barışa katkı sağlamayı hem de ceza infaz sistemindeki yükü azaltmayı amaçlar. Ancak genel af uygulamalarının suç oranları üzerindeki etkisi, hem teorik hem de pratik açıdan tartışmalıdır. Genel olarak cezanın/cezalandırmanın amacı, daha önceden suç işlemiş olan bireylerin yeniden suç işlemelerini engellemek ve suç işleme eğiliminde olan bireyleri de bu davranışı gerçekleştirmekten caydırmaktır. Aflar, cezaevlerindeki nüfusu azaltarak infaz sistemine rahatlama sağlasa da, serbest bırakılan mahkûmların tekrar suç işleme olasılığı, toplumda şüphe ve endişe yaratmaktadır.
Ceza Hukuku, Kriminoloji ve İnsan Hakları Derneği’nin (CEKİNHAD) “Rahşan affı” sonrası af konusunda, 2100 kişi ile 15 Kasım 1999’da İzmir ilinde ve 5454 kişi ile 2 Şubat 2000’de Türkiye genelinde yüz yüze görüşmek suretiyle yapılan kamuoyu araştırmalarının sonuçları oldukça dikkati çekicidir.
1-Nitekim, bunlardan İzmir ilinde yapılan kamuoyu araştırmasına katılanların %90’ı affın siyasetçiler tarafından istismar edildiğini ifade etmişlerdir.
2- CEKİNHAD tarafından İzmir ilinde yapılan kamuoyu araştırmasına katılanların %83’ü, af gibi hassas bir konunun pazarlık konusu yapılmasına karşı olduklarını, %10’u koalisyonlarda her konunun pazarlık edilebileceğini beyan etmişlerdir.
3- CEKİNHAD tarafından İzmir ilinde yapılan kamuoyu araştırmasında, “Bazı düşünce suçları için af yok iken, adam öldürenlerin ceza indiriminden yararlanmasını onaylıyor musunuz?” sorusuna, araştırmaya katılanların % 86’sı hayır, % 4’ü evet ve %10’u fikrim yok şeklinde cevap vermişlerdir. Yine söz konusu araştırmada, “Devlet kendisine yönelik suçları affetmezken, vatandaşın vatandaşa karşı işlediği suçları affetmesi sizce doğru mudur?” sorusuna, verilen cevapların %83’ü hayır, %6’sı evet ve %11’i fikrim yok şeklindedir.
Türk kamuoyunda yapılan araştırmalar ve anketlerin sonucu, genel af kararının toplumdaki adaletin tecelli edeceği inancını zayıflattığını ve güvenlik konusunda endişelendiklerini göstermektedir. Toplumda belirli aralıklarla çıkarılan af kanunlarının ve af beklentisinin suça teşvik edici role sahip olduğu görüşü hakimdir.
Tartışmalar ve Eleştiriler
Genel af, toplumsal barışa katkı sağlayabileceği gibi, suç oranlarını artırabileceği endişesiyle eleştirilmiştir. Örneğin:
•1974 yılı affı: 12 Eylül Darbesi öncesinde dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Nihat Erim suikastı sonrası, "Türkiye'yi bu noktaya 1974 Affı getirmiştir." demiştir. Dönemin MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş de affı eleştirmiştir.
•2000 yılı “Rahşan” Affı: 1999 Gölcük Depremi sonrası müteahhitlere açılan 2.100 davanın 1.800’ü af nedeniyle cezasız kalmıştır, bu da kamuoyunda tepki çekmiştir. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, 1.660 PKK'lının serbest kaldığını tespit ettiklerini söylemiştir.
Sonuç
Genel af, hukuki ve toplumsal açıdan önemli sonuçlar doğuran hukuki bir uygulamadır. Af yasalarının hazırlanmasında, suçların niteliği, mahkumun ıslah süreci, kamu güvenliği, mağdur hakları ve toplumsal adalet gibi birçok faktör dikkate alınmalıdır. Ülkemizde genel af yasasının, siyasi menfaatlere koz olarak kullanılmasının önüne geçilmesi ve kamu yararını esas almak üzere uygulanması gerekmektedir. Ayrıca, af sonrası suç oranlarının izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınarak hukukun üstünlüğü ve kanunların uygulanabilirliği teminatı içerisinde toplumun güven içerisinde yaşama devam etmesi, af yasası uygulamasının başarısı açısından kritik öneme sahiptir.
İtalyan hukukçu ve filozof Cesare Beccaria’ya göre:
Suçların işlenmesini engelleyen husus, cezaların şiddeti değil, kesin oluşlarıdır; bu nedenle, “mutedil bir cezanın muhakkak tatbik edileceği korkusu, tatbikinden kaçınmak ümidini veren şiddetli bir cezadan daima müessir olmuştur. Felaketler ne kadar hafif olursa olsun, muhakkak olunca, insan oğullarını korkutur”. “Suçlulara işledikleri suçlarını bağışlamak ve böylece her suçu cezanın takip etmeyeceğini göstermek demek, vatandaşlarda cezasız kalmak ümidini uyandırmak ve dolayısıyla affa nail olmayanlara tatbik edilen cezanın adaletin zaruretinden ziyade, zulüm ve zorbalığın eseri olduğu kanaatini yaratmak demektir”.
AnadoluSAM
Av.Lütfi Burak SOYER
Anadolusam
Anadolu Stratejik Araştırma Merkezi - ANADOLUSAM
İletişim
Destek
© 2025. Tüm hakları saklıdır.