Asya'dan Anadolu'ya; Hunlar-Avarlar-Peçenekler

Yazgı Mert KARADENİZ

11/28/20253 min read

Asya’dan Anadolu’ya I: Hunlar-Avarlar-Peçenekler

Asya’dan kavimler göçü ile batıya göç eden Türk topluluklarından bir kısmı Avrupa Hunları, Avarlar ve Peçenekler idi. Kendi içlerinde birçok kola ayrılsalar da o zamanlar bir kabile konfederasyonu benzeri yapıya sahip olan bu topluluklar, kendi kabilelerinin ya da boylarının birer lideri ve en başta bulunan bir Kağan ile yönetiliyordu. Askeri sistem olarak genelde Atlı Okçu birlikleri kullanarak, konar göçer bir yaşam tarzı benimsiyorlardı. Yazlak ve kışlak olarak nitelendirdiğimiz yaşam alanlarının olmasının yanında, duruma göre otlak bölgelere yerleşimler veya sefer durumuna göre genelde batıya göç edilmesi gözlemleniyordu. Batıya olan göç onları Avrupa içlerine kadar sürükleyip birtakım boyların Roma İmparatorluğu’nda paralı askerlik yapmak gibi birtakım yeniliklere sürüklemişti.

Hunlar: Batı Hun Devleti ya da Avrupa Hun Devleti olarak bilinen devlet, kısa bir süre var olmuş ama o sürede bütün Avrupa’yı ya fethetmiş ya da diz çöktürmüştür. 350’li yıllarda Avrupa’ya hareket ederek büyük bir kontrol alanı elde etmiş olan Hunlar, eski Kağanlarının soyundan gelen biri olan Attila altında birleşerek 35 yıl sürecek bir konfederasyon kurmuşlardır. Özellikle bölgedeki dengeleri değiştirerek, Stockholm’den Paris’e, Varşova’dan Milano’ya kadar Orta ve Doğu Avrupa’nın tamamına hükmetmişlerdir. Batı-Doğu Roma İmparatorlukları ile çok sayıda savaş yapmış, Katalan savaşına kadar neredeyse tamamını zaferle sonuçlandırarak Roma İmparatorluklarını haraca bağlamış ve çokça kez yerleşkelerine yağmalarda bulunmuşlardır. Ellerinde bulunan askeri gücü en iyi şekilde değerlendirmiş, piyade olarak genelde etki altına aldıkları Germen-Alman kabilelerini kullanmış, ordu kurmayları olarakta kendi yetiştirdikleri Türk komutanları görevlendirmişlerdir. Asil birliklerini her zaman atlı okçu olarak yetiştirmiş, düzenli akınlar yapabilen atlı birlikler olarak organize etmişlerdir.
Attila’nın vefatından sonra oğulları arasında çıkan taht kavgası ile bir takım kabileler konfederasyondan ayrılmış, devamında peş peşe yaşanan mağlubiyetler ile Devlet dağılmıştır. Bulgar ve Macarların atası olarak kabul edilmektedirler.

Avarlar: Balkanlar coğrafyasına Asya’dan bir Türk Boyu olarak gelen Avarlar, günümüz bir takım tarihçilere göre Macarların kökenini oluşturmaktadır. Savaşçı bir toplum olduğu bilinen Avarlar, Avrupa devletleri ile yaptıkları savaşlarda Danube kıyılarını zaptetmiş, Lombardları kontrol etmiştir. Tuna Nehri’nin kuzeyinde kalmış ve güneyinde bulunan Bizans ile çok sayıda savaş gerçekleştirmiştir. Yer yer İstanbul önlerine gelmiş, Balkan bölgelerini yağmalamış ve yer yer de ihya çalışmalarında bulunmuşlardır. 6. Yüzyılda kendilerini göstermiş, 7. Yüzyılda olan Pers-Bizans savaşlarına Perslerin yanında dahil olmuşlardır. Türk kökenli olduğu bilinen Bulgarların kendilerini ele geçirmelerinin ardından, 800’lü yıllarda zamanlı asimile olarak tarih sahnesinden silinmişlerdir.

Peçenekler: Günümüz Ukrayna, Romanya, Azak ve İdil Nehri bölgelerinde aktif şekilde ortaya çıkan ve kendini gösteren Peçenekler, Hanlık yönetimini benimsemişlerdi. 860’lı yıllarda ortaya çıkan ve dağılışını 12. Yüzyılda gören Peçenekler, Asya’dan getirdikleri göçebe yaşamı Balkanlarda ve aktif oldukları yaşam alanlarında göstermişlerdi. Macarlar ve yerel halklar ile savaşmış ve özellikle Roma İmparatorluğuna karşı mücadele etmişlerdir. Ruslar ile büyük bir savaş görmemiş olan Peçenekler, çeşitli Rus Prenslikleriyle ticari antlaşmalar yaparak bölgede barışçıl bir politika benimsediğini göstermiştir. Sonraları birçok Peçenek’in Rusya ve Bizans devletlerinde paralı askerlik yaptığını, 11. Yüzyılın ortalarında ve devamında da iç savaşlar ile dağıldığını görmekteyiz.

Yukarıda saydığımız Türk Boyları, gerek ekonomik gerek zorunlu şartlardan dolayı zamanla Kuzey Karadeniz, Balkanlar ve Kafkasya bölgelerinde ikamet edip Anadolu’da yerleşmişlerdir. Anadolu’ya ilk girdiği bilinen boylar arasında Uzlar gibi birçok daha topluluk var olsa da geniş kitleye sahip olarak bu boylardır. Bizans İmparatorluğu’nda paralı askerlik yapmak, Karadeniz Bölgeleri’nde sakin bir hayat sürmek, Anadolu coğrafyasının dönem şartlarında konar göçer yaşama elverişli olmasını kullanmak gibi birçok neden ile Anadolu’ya göçen bu topluluklar, göçten sonra da kültürlerini ve yaşayışlarını devam ettirmişlerdir.